BÜYÜYEN TÜKETİCİ TRENDİ: KAHVELİ İÇECEKLER

 

 

Geçmişten günümüze enfes tadı, alıp götüren kokusu ve sunduğu çeşitli aromalarıyla her damak tadına hitap edecek şekilde zenginleşen kahve, hatırı kadar antioksidanı da bol bir içecek olmasıyla sevenlerinin hem sıcak hem de soğuk tüketmekten vazgeçemediği bir lezzet olarak karşımıza çıkıyor.


Çekirdek çeşitlerine ve geçirdiği işlemlere göre (öğütme, kavurma, demleme ya da pişirme gibi) lezzeti değişen kahve, aynı zamanda yetiştiği coğrafyanın toprak kalitesi, rakımı, güneş alma açısı ve iklim koşullarının hem tadına hem de kokusuna etkisini rahatlıkla deneyimlenebileceğiniz özellikte bir ürün. Kahve ağaçları, yengeç ve oğlak dönenceleri arasında kalan “Kahve kuşağı” denilen tropik kuşak üzerindeki yaklaşık 50 ülkede yetiştiriliyor. Maalesef Türkiye, bu kuşakta yer almadığı için kahve üretimine elverişli değil. Nitekim hem Osmanlı döneminde hem de geçmişte Türkiye’de bu doğrultuda olumsuz sonuçlanan çalışmalar olmuş; fakat yine de, günümüzde bu topaklarda kahve üretmeye gönül vermiş bazı çiftçiler ile denemeler devam ediyor. 


Kahve pazarında çeşitlilik arttıkça kahve tüketimi de artıyor ve aynı zamanda global içecek tüketiminin %10’unu oluşturuyor; hatta sudan sonra en çok tüketilen ikinci içecek olması ve petrolden sonra en çok ticareti yapılan ikinci hammadde olması ile dikkatleri çekiyor.


Mintel verilerine göre, 2020 yılında sadece Türkiye’de 10,8 milyon litre kahve satılmış; hatta bir önceki yıla göre 2 kat civarında bir artış söz konusu. Peki ülkemizde pandemi ile ev dışı tüketim oranları düşmüşken, kahve satışlarındaki bu artışın sebebi nedir? Bu sorunun cevabı, aslında yine sorunun içerisinde gizli: Pandemi. 


2019 sonu ile hayatımıza giren Covid-19, sosyokültürel olarak toplumları ve dolayısıyla tüketim kültürünü de neredeyse temelinden değiştirdi. Salgının yayılmasına önlem olarak belirsiz süreli yaşadığımız kapanmalar ile evden dışarı iş, okul veya sosyalleşmek için çıkan insan sayısının azalması, ülkemizde ev dışı tüketim rakamlarını azalttı. Fakat kahve, bunlardan biri olmadı; çünkü biz, kahveyi çok seviyoruz ve kahveden vazgeçemiyoruz. Uyandıktan sonra yediğimiz ilk öğün bile adını kahveden almışken, pandemi en sevdiğimiz içeceği ne kadar bizden alabilirdi ki? Kafede içemeyince, marketten almaya ya da online alışveriş sitelerinden sipariş etmeye başladık. Sonuçta da pandemi bizi tüketime hazır kahveleri daha çok satın almaya sevk etti; yani soğuk kahveleri. Pandemi öncesi daha çok seyahatler esnasında benzinliklerden alınan ve yolda içilen soğuk kahveler, artık evlerimize girmeye başladı ve gündelik hayatımızın bir parçası oldu.


Son dönemde artan soğuk kahve tüketim hacmi ve sıklığı ile tüketiciler yeni lezzet arayışlarına yöneliyor. Neredeyse klasikleşmiş diyebileceğimiz sütlü ve şekerli kahvelerin yanında, aromatik olarak vanilya, karamel, çikolata ve kavrulmuş, kahve notları yoğun tatlara alternatif lezzetler de hayatımıza giriyor: Bitki bazlı süt alternatifli, cold brew (soğuk demleme), şeker ilavesiz ve farklı aromalar (tuzlu karamel, bisküvi, hindistancevizi, nut nougat gibi) ile zenginleştirilmiş çeşitler bunlardan bazıları. 


Artan temiz etiket ve sağlıklı yaşam trendleriyle, sadece süt veya süt tozu içeren değil, bitki bazlı süt alternatifi çözümler barındıran içecekler raflardaki payını giderek arttırıyor. Döhler Gıda olarak yulaf, fındık, hindistancevizi, badem, nohut gibi bitki bazlı süt alternatifi çözümlerimiz ile soğuk kahveleri zenginleştirebiliyor; sağlık sebebi ile süt tüketemeyen, etik ya da çevreci kaygılarla sütü tercih etmeyen tüketiciler için alternatif lezzetli çözümler sunabiliyoruz. 


Cold brew dediğimiz, kalın veya orta öğütülmüş kahve çekirdeklerinin uzun süre soğuk su içinde bekletilip filtre edilmesi sonucu elde edilen kahveler, %70 daha az asidite içeriyor. Bu özelliği ile genellikle içmeye alışkın olduğumuz klasik kahveye göre daha yumuşak ve rahat içimli olduğundan daha geniş bir tüketici kitlesine hitap ediyor. Cold brew kahveler için en büyük pazar Avrupa ve Amerika olsa da, tüketimi ülkemizde de giderek yaygınlaşıyor. Hem ihracat hem de yurtiçinde kahve üretmek isteyen müşterilerimize, cold brew kahve ekstraktlarımızı ve infüzyonlarımızı, geniş portföyümüzden seçtiğimiz doğal aromalarımız ile birleştirerek hem inovatif hem de premium lezzetler sunuyoruz. 


Bu ürünleri modern teknolojiler kullanarak yüksek kalite standartlarımızla üretiyoruz ve raf ömrü süresince stabil kalması ve kıvam değişikliği gibi bazı kalite problemleri yaşanmaması adına hızlandırılmış ve gerçek zamanlı raf ömrü testlerine tabii tutup, olası değişiklikleri öngörerek çalışmalar yapıyoruz.
Döhler Gıda olarak, global içecek trendleri ve müşterilerimizin talepleri doğrultusunda, laboratuvarlarımızda hızlı bir şekilde projelendirerek rafa çıkmasını sağladığımız soğuk kahvelere yenilerini eklemek ve soğuk kahve pazarının ülkemizde gelişmesini sağlamak için çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Hem uzun yıllardır globaldeki 50 farklı fabrikamızdan sunduğumuz kahve çözümlerimiz hem de Karaman’da en modern teknolojilerle donatılmış Aroma Tesisimizde 2021 itibariyle üretmeye başladığımız aromalarımız ile sadece kahve özelinde değil, tüm içecek kategorilerinde sizlere hizmet vermek ve çözüm ortağınız olmaktan mutluluk duyuyoruz.