HAVA FİLTRELERİ ÜZERİNDEKİ KİRLİLİK GÖSTERGELERİ

>> Metin ÇELİK (Endüstri Mühendisi - metin@dhe.com.tr) / DHE Endüstriyel Gıda ve İlaç Uygulamaları Satış Sorumlusu


 

Dilimizde birçok teknik araç gerecin yabancı dillerden çevirisi o kadar manalı ve açıktır ki üzerine düşünmeye gerek duymayız. Belki de bu sebeple bazı durumlarda yanılgıya düştüğümüzü bile fark edemeyiz. Bu makaleyi, endüstride 10 yıla yakın tecrübeme dayanarak yanlış bilinen ve kullanılan bir konuda; “Hava Filtreleri Üzerindeki Kirlilik Göstergeleri” üzerine yazmak istedim.

 

Sayaç, gösterge, saat, debimetre gibi ölçüm araçları kalibrasyona sahip olduğu sürece bizlere kullanışlı ve önemli bilgiler sunarlar ancak izlenebilirlik ve doğruluk sağlanamadığında, karar vericileri yanlış yönlendirebilecekleri gibi, üretim proseslerinde de sakıncalı sonuçlar doğurabilirler.


Her kompresör dairesinde kurutucu giriş-çıkışında, üretim ünitesi ya da makine girişlerinde sıklıkla görebileceğiniz coalescing filtreler, basınçlı hava içerisinde yer alan Yağ-Su-Partikül kirleticilerini tutmak ve hava kalitesini arttırmak için kullanılan ekipmanlardandır.


Bu filtreler geçmişte silindirik delikli bir gövde üzerine sarmal şekilde sarılan ilkel filtre medyaları ile üretilirken, günümüzde hacminin %90’ından fazlası boş ve partikül tutma odaklı olan borosilikat cam elyaf malzemesinin pilelendirilmesiyle üretilmektedir. Pilelendirilme işlemi bilindiği gibi yüzey alanını genişletmek için kullanılan bir tekniktir. Bu işlem sayesinde filtre kapasiteleri arttırılmış ve hava üzerinde oluşan basınç kayıpları minimize edilmiştir.

 


Öyle ki geçmişte yeni takılan sıfır bir filtre başlangıçta 400-600 mbar basınç tutarken, kirlendikçe bu değerler 1 bar’ın üzerine çıkabilmekteydi. Bu sebeple filtre üreticileri filtrenin zamana bağlı kirlendiğini filtre yuvasını açmadan gözlemleyebilmek için fark basınç göstergelerini geliştirdiler. Kulağa başlangıçta mantıklı gelen bu yaklaşım, sahada ise işlevsellik açısından sorun teşkil etmeye başladı. Tıpkı bir ırmak yatağına yerleştirilen kaya parçalarının yaratacağı direnç gibi filtre kartuşunun kirlenmesi de kartuş üzerinde daha fazla basınç tutmasına neden olacaktı. Filtre girişi ile çıkışı arasındaki bu basınç farkının artışını bir gösterge üzerine yansıtmak, filtrenin kirlendiğini ve değişim zamanının geldiğini anlamak için ideal bir yöntem olarak düşünülmüştü. 


Buraya kadar her şey planlandığı gibiyken, filtreler üzerinde yer alan bu gözlem noktalarının sürekli takibi gerekmekteydi. Öyle ki filtrenin tıkandıkça fark basıncının artma hızı, kondens ile ıslanmış kartuşta bir noktadan sonra takip edilemeyecek şekilde artacak ve filtre malzemesi üzerinde oluşan basınç filtreyi delecek veya yırtacaktır. İşte bu noktada gösterge bir anda yeşil alana inecek ve artık bizi yanlış yönlendirmeye başlayacaktır. 


Her malzemenin bir kullanım ve raf ömrü vardır. Aynı araçlarımızın polen filtrelerinin km’den bağımsız bir şekilde yılda bir değiştirilmesi gibi, filtre kartuşlarının da 12 ayda bir veya 8000 saatte bir (*hangisi önce gelirse) değiştirilmesi hava kalitesi ve proses güvenliği açısından zaruridir. Coalescing filtrelerin mucidi Parker Domnick Hunter yukarıda belirtilen sürelerde performans garantisi verirken mekanik fark basınç indikatörlerini de önermemektedir.