İÇECEK KATEGORİSİNDE TÜKETİCİ EĞİLİMLERİ

 

Yaşamsal faaliyetlerimizi sürdürebilmek için, hücrelerimizden organlarımıza ve sistemlerimize kadar her aşamada suya çok ihtiyaç duyarız. Bu sebeptendir ki vücut yapımızın %60’ı sudan oluşmaktadır. Tabii ki gün içerisinde, çeşitli sebepler ile vücudumuzdaki suyun bir kısmını kaybediyoruz ve sağlıklı bir şekilde yaşamımıza devam etmek için kaybımızı geri kazanmamız gerekiyor. Besinler yoluyla bu kaybı az da olsa telafi edebiliyoruz. Meyve & sebzeler, süt ve baklagiller belirli oranlarda su içeriyor. Her ne kadar çok sık su içmeye alışamasak da, dünyada ve ülkemizde başlıca tüketilen içecek su. Ama konu meşrubatlar olduğunda, yediden yetmişe herkes bu içecekleri çok sık tüketiyor ve içecekler üzerinden aldığımız su, doğrudan ve hızla vücudumuzun su ihtiyacını da karşılıyor.


Çay, insanoğlunun vazgeçemediği önemli içeceklerden biri. Hatta o kadar önemli ki dünyada sudan sonra en fazla tüketilen içecek konumunda. Başlarda anavatanı Çin’de ilaç olarak kullanılan çay, sonralarda tüm dünyada alışkanlığa döndü ve hatta bitkisinin yaprak ve tomurcukları farklı şekillerde işlenerek, siyah çay, yeşil çay ve beyaz çay gibi çeşitleri ortaya çıktı. Bu kadar revaçta olan bir içeceğin gelenekselleşmiş sıcak tüketiminin yanında, meşrubat olarak tüketimi de kaçınılmaz hale geldi. Ferahlatıcı, gazlı ve fonksiyonel özellik taşıyan çay meşrubatları günümüzde sevilerek tüketiliyor. Çayın hasadından itibaren, toplanıp işlenmesine ve üretimine kadar özenle yer alarak, Döhler de iş ortaklarına eşsiz deneyimler ve geniş ürün portföyleri sunuyor. Konsantre çay bazlarımız, sıvı & toz çay ekstraktları, doğal çay aromaları ve demleme çay çözümlerimiz ile son kullanıcının beğenisine sunmak üzere çeşitli fonksiyonel özellikler eklenerek lezzetli ürünler üretilmesine yardımcı oluyoruz. 


Geleneksel içecek tüketimine baktığımızda çayın yanında kahveyi de saymamız gerekir. Hatta o kadar severek tüketiriz ki, günün bir öğününü sırf onu içebilmek için “kahvaltı” diye anarız. Tabii ki kahveyi günümüzde, özellikle de üçüncü nesil kahvecilerin popülaritesinin artmasıyla birlikte, bir öğüne sıkıştırmak doğru olmaz. Artık kahve günün her saati, her ne yapıyorsak yapalım bize en çok eşlik eden içeceklerden biri. Yaygınlaşan bu tüketim alışkanlığı ile birlikte, kahveler de artık yoğun bir şekilde meşrubat olarak üretilip market raflarında karşımıza çıkıyorlar. Tıpkı çay meşrubatlarında olduğu gibi, kahve ürünleri de alışılagelmiş tadının yanına ek olarak çeşitli aromalar (tuzlu karamel, vanilya, çikolata, hindistancevizi vb.), soğuk demleme (cold brew), şeker ilavesiz, bitki bazlı süt alternatifleri ile tüketicinin beğenisine sunuluyor. Döhler Türkiye olarak 2021 yılında Karaman’da kurulan Aroma Fabrikamızda ürettiğimiz doğal aromalar ile birlikte, dünyanın her bir yanından gelen karakteristik tat profillerine sahip kahve çekirdeklerini harmanlıyoruz. Özel harmanlardan hazırladığımız konsantre kahve bazlarımızı, sıcak & soğuk kahve infüzyonlarımızı iş ortaklarımız aracılığı ile içecek endüstrisiyle ve tüketicilerle buluşturuyoruz. 


Geleneksel olduğu kadar yenilikçi bir meşrubat olan meyve suları da, değişen trendler ile birlikte birçok fonksiyon kazanarak tüketicilerle raflarda buluşmaya devam ediyor. Dünyadaki trendleri her zaman en yakından izleyen Döhler, Karaman, İzmir, Denizli ve Marmara fabrikalarında, ülkemizin en lezzetli meyvelerini işliyor. Üretilen meyve suları ve konsantreleri, püre ve püre konsantreleri ve bileşen sistemleri çözümlerimiz ile farklı oranlardaki meyve içeriklerine sahip leziz içecekler sunuyoruz. Ayrıca bu leziz içeceklerimize reçetelerimiz dahilinde ilave ettiğimiz proteinler, vitamin ve mineraller, bitki özütleri gibi fonksiyonel yapılar ile tüketicinin bağışıklık sistemini destekliyoruz. Bu fonksiyonel içeceklere ek olarak, kafein, ginseng, guarana gibi doğal bileşikler ile de lezzetli bir şekilde enerjinizi artırıyoruz. Tüm bu ürünlerimizi ve meyve & sebzelerden doğal olarak elde ettiğimiz renkleri, İstanbul ofisimizde bulunan uygulama laboratuvarımızda geliştirdiğimiz reçetelerimiz ile değerli iş ortaklarımıza sunuyoruz. 


Son yıllarda çeşitli sebeplerle önem kazanan sağlıklı beslenme trendi, Covid-19 salgınıyla beraber daha da hız kazanmış durumda. Dünya çapında şekeri azaltılmış, tamamen çıkarılmış veya şeker ikamesi girdilerinin kullanıldığı içecekler her geçen gün popülerliğini artırıyor. Trendleri her zaman yakından takip eden Döhler, portföyündeki doğal tatlandırıcılar ile hem tüketiciye, hem de iş ortaklarına doğal çözümler sunuyor. Tatlılık algısını artıran ve aromatik yapıyı güçlendiren doğal aromalar ile deiyonize meyve suyu konsantreleri, tat ve doygunluğu koruyor. AR-GE merkezimizde de şekeri azaltılmış reçeteler geliştirerek, bu ürünlerin raf ömürleri boyunca oluşabilecek değişimlerini de test ediyoruz. 


Konu meşrubatlar olduğunda akla gelen ilk içeceklerden biri de doğal olarak gazlı içecekler oluyor. Gazlı içecekler genel bir başlık olsa da kendi içerisinde; meyveliler, aromalılar, maden suları, kolalar, gazozlar, enerji içecekleri ve tonikler olarak çeşitleniyorlar. Bu kategorideki içecekler, üretim aşamasında karbondioksit gazı ile işleme tutuluyor ve ürünler bu şekilde gazlandırılıyor. Tüm bu ürünlerin mikrobiyolojik olarak korunması için de, TGK’da tanımlı, Avrupa Birliği ve FDA’de onaylı GRAS listelerinde yer alan ve yapılan bilimsel çalışmalar neticesinde insan sağlığına karşı tespit edilmiş herhangi bir zararı olmayan koruyucular kullanılıyor. Bunun yanında başka bir koruma yöntemi de üretim süreçlerinde ürünlere yönelik yüksek sıcaklıkta pastörizasyon uygulaması olabiliyor. Eğer bu sadece ürüne değil, ürün ve ambalaja birlikte uygulanırsa, asidik pH’daki bu ürünlere ayrıca koruyucu kullanımına gerek kalmıyor. Döhler Türkiye olarak tıpkı çay, kahve ve meyve suyu çözümlerimizde olduğu gibi, gazlı içeceklerde de, geniş aroma & renk portföyümüz ve fonksiyonellik içeren çözümlerimiz ile iş ortaklarımıza yardımcı oluyoruz. 


Özellikle son yıllarda artan vejetaryen/vegan beslenme eğiliminin yanında doğal yaşam dengesi & hayvan hakları, iklim dengesi & küresel ısınma kaygılarıyla beraber, bitkisel kaynaklı süt ürünlerinin tüketimi yaygınlaştı. Bitkisel sütler, sütün ikamesi olarak bünyesinde hiçbir şekilde hayvansal protein barındırmazlar. Bu içecekler süt olarak tüketilmenin yanında, sütün girdiği tüm kahve, dondurma, puding gibi ürünlerde beğeni ile tüketiliyor. Süte eş değer oranda kalsiyum, D vitamini ve talep edilen birçok farklı vitamin & mineraller ile zenginleştirilip tüketicilerin beğenisine sunulan bitki bazlı süt alternatifleri, pH değerlerinin nötr olması sebebiyle diğer içeceklerden ayrılıyor. Bu ürünler, son üründeki duyusal stabilite ve dengeyi korumak için üretim sırasında yüksek basınçta homojenizasyon işlemi görüyor. Bu işlem sonrasında da UHT veya otoklav işlemi uygulanarak, ürün içerisine hiçbir koruyucu madde koyulmadan mikrobiyolojik güvenliği sağlanıyor. Bitkisel sütlerin laktoz içermiyor olması, yine bu ürünleri tüketici nezdinde çok değerli bir konuma getiriyor. Bizler de Döhler Türkiye olarak, badem, yulaf, pirinç ve hindistancevizi sütlerinin üretiminde kullanılan bazlar ile tadı destekleyen doğal aromalarımız ve reçete çözümlerimiz ile hem iş ortaklarımızı hem de sürdürülebilir bir dünyayı destekliyoruz.