MADEN SUYUNA YERLİ ÇÖZÜMLER

 

Son dönemlerde tüketicilerin sağlıklı ve kaliteli beslenmeye yönelimini göz önünde bulundurduğumuzda, temel besin ihtiyaçlarının yanı sıra, insan fizyolojisi üzerinde ek faydalar sağlayan fonksiyonel içeceklere yönelik taleplerinin de arttığını görüyoruz. Fonksiyonel özelliklere sahip meyve suları ve aromalı suların yanında diğer kategorilerde de ürünler market raflarında yerlerini almaya başladı bile. Bu doğrultuda maden suları da, derin katmanlarından çıktığı bölgenin toprak yapısına bağlı olarak mineraller, elementler ve içerdikleri gaz sebebiyle yine tercih edilen ürünler arasında kendine yer buluyor.


Maden suları tüketildiğinde, içeriğinde bulunan bikarbonat, sülfat, klorür, kalsiyum, magnezyum ve sodyum bileşenleri ile vücuda günlük olarak alınması gereken mineraller belirli oranlarda karşılanmış oluyor. Genellikle sindirime yardımcı olduğu için tüketilmesine karşın, maden suyunun faydalarının azımsanamayacak derecede nitelikli olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle kalp damar hastalıkları, cilt sağlığı, kemik sağlığı, sinir sistemi hatalıkları ve metabolik hastalıklar üzerinde minerallerin etkisi oldukça fazla. Kalsiyum, kemiklerin güçlenmesi, kanın pıhtılaşması ve sinir uyarılarının iletimini sağlarken, magnezyum kalp sağlığı sinirsel yorgunluğun önlenmesinde oldukça etkili. Klor ve sodyum ise, su ve elektrolit dengesi, asit-baz dengesi ve uyarı iletiminde görev alıyor. Günlük yaşantımızda vücuda 2,5-3 litre kadar su ve sıvı alınması fizyolojik beden fonksiyonları açısından oldukça önemli ve bu miktarın 1- 1,5 litresinin sağlıklı ve doğal olan maden suyu ile tamamlanması tavsiye ediliyor. 


Özellikle sıcak yaz aylarının vazgeçilmez içeceklerinden olan maden suları, “sağlıklı içecek” beklentisi olan tüketicilerin, diğer gazlı içeceklere göre daha çok tercih ettiği bir ürün olmasının yanı sıra, raflarda da çeşitlenerek gün geçtikçe daha geniş bir tüketici kitlesi tarafından beğenilerek tüketiliyor. Doğal ve sağlıklı olan bu içeceğin, raflarda diğer ürünlerden ayrışması ve sürdürülebilir bir tüketici kitlesi edinebilmesi için bizler de Döhler olarak, öncelikle pazar dinamiklerini analiz ediyor ve trendleri dikkate alarak yeni ürünler geliştiriyoruz. 


Maden suları alanında yeni lezzetleri geliştirmek için çalışmalar yaparken, özellikle hem renk hem de aromatik olarak stabil bir ürün geliştirmek en hassas olduğumuz konuların başında geliyor. Çünkü maden suyu, mineral kompozisyonu ve pH değeri kaynaklı stabilitenin zor sağlandığı ürünlerden. Bizler de Döhler Karaman fabrikamızda ürettiğimiz doğal renk çözümlerimiz ile müşterilerimize stabil renkler sağlıyor ve rafta farklılaşmaları için görsel şölen niteliğinde öneriler sunuyoruz; siyah havuçtan elde ettiğimiz antosiyanin, aspir çiçeği ekstraktı, beta karoten, lutein, pancardan elde ettiğimiz betanin gibi doğal renk çözümleri bunlardan sadece bazıları. 


Yeni lezzet arayışında olan maden suyu üreticileri için İstanbul aroma laboratuvarımızda geliştirdiğimiz özel aroma tasarımlarımızı, yine uygulama laboratuvarımızda son ürün olarak müşterilerimizin beğenisine sunuyoruz. Son dönemde maden suyu çalışmalarımızda aromalarımızla farklılaştığımız kadar, şeker azaltma çözümlerimiz ile daha sağlıklı ve maliyet olarak da daha uygun reçeteleri de ön plana çıkartıyoruz. Bu noktada yine Karaman fabrikamızda ürettiğimiz doğal şeker aromalarımız ve doğal maskeleyici aromalarımız müşterilerimiz tarafından en çok tercih edilen aromalarımız arasında yer alıyor. Daha otantik ve daha doğal aroma talebi olan müşterilerimiz için ise, herhangi bir kimyasal kullanmadan sadece meyve ve sebzelerden elde ettiğimiz From The Name Source (FTNS/F) olarak adlandırılan aromaları, son teknoloji yatırımlarımız ile Türkiye’de ilk üreten firma olmaktan gurur duyuyoruz.


Tüm sektörler gibi, maden suyu sektörü de pandemi ile globalde artışa geçen tedarik sorunlarından oldukça derinden etkilendi. Cam şişe, kapak, etiket gibi ambalaj malzemelerinin yanı sıra reçetelerin başlıca hammaddelerinden olan şeker, aroma, emülsiyon ve renk gibi girdilerin termin sürelerinde çok ciddi artışlar yaşandı. Uzayan termin sürelerine ek olarak, artan lojistik ve hammadde maliyetleri ile boğuşan üreticiler, operasyonel olarak oldukça zorlandı. Döhler olarak pazar dinamiklerini analiz ederken sadece son tüketicileri değil, aynı zamanda iş ortaklarımızı da düşünerek, portföyümüzü onlara daha fazla fayda sağlamak adına şekillendiriyor, yatırım kararlarımızı sektör ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak alıyoruz. Döhler olarak, müşterilerimizin ithal aromalarda tedarik problemi yaşamalarının önüne geçmek adına yerli üretime geçerek, 1 yıl gibi çok kısa bir sürede Karaman Aroma fabrikamızı devreye aldık ve 1500’e yakın aroma hammaddesini stoklayarak, termin sürelerini minimuma indirmek için büyük adımlar attık. Önce pandemi, ardından Rusya-Ukrayna savaşı ile globalde artan enerji krizi dolayısıyla görüyoruz ki; 2021 yılı itibari ile faaliyete geçirdiğimiz bu fabrikamız müşterilerimizin ithal aromalara olan bağımlılığını minimum seviyeye indirdi. Yine 2022 bitmeden, likit aromalara ek olarak emülsiyonlar ve toz aromalar için, Karaman fabrikamızda yerli üretime başlayacağımızın müjdesini vermek isteriz. Bu fabrikamız, sadece iç pazar için değil, ihracat için de tedarik üssü olma potansiyeli taşıyor. Döhler olarak, Türkiye’deki yatırımlarımızı sürdürerek, yerli üretim ile tedarik zincirimizi güçlendirmeye ve müşterilerimize maksimum fayda sağlamaya devam edeceğiz.