İÇECEK SEKTÖRÜNDE ÜRETİCİLER SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK HEDEFLERİNE NASIL ULAŞABİLİR?

Bülent SOYER / Aromsa Teknik Satış Müdürü


 

Üzerinde yaşadığımız gezegene sınırsız hammadde kaynağı ve sınırsız tüketim alanı olarak bakmak yaklaşımıyla, kaynakların aşırı ticari kullanımı ve çevresel etkilerin bizi götüreceği yerin nihayetinde geri dönüşsüz bir ekolojik bozulma olacağı gerçeğinin gezegenimiz tarafından her geçen gün bize daha sık hatırlatılmaya başlandığı bu günlerde, çevre bilinçli üretim ve sorumlu tüketim olgularını da içine alan “sürdürülebilirlik” kavramına herkesin ilgisi daha da artmaya başlamıştır.


1972 yılında Stockholm’de birçok ülke çevre konusunda ilk defa bir araya gelmiştir. “Sürdürülebilir kalkınma” kavramı da ilk defa Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nca 1987 yılında dile getirilmiştir. 2019 yılında “genel olarak insani, çevresel ve ekonomik sermayenin bugünün ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılaması” şeklinde tanım getirilerek somut bir hedef olarak ortaya konmuştur. 


Sürdürülebilirlik, bugünlerde kavram olarak çok daha fazla karşımıza çıkıyor olmasına rağmen aslında uzun yıllardan beri pek çok tezin ve araştırmanın konusu olmuştur. Sürdürülebilirliği 3 ana bileşeni ve bu bileşenlerin birbiriyle uyumu açısından ele almak gerekirse; çevreye duyarlı, ekonomik olarak uygulanabilir, toplumun ihtiyaç ve çıkarlarıyla uyumlu uygulamalar olarak sürdürülebilirlik kavramına bakabiliriz. 

 


Tüketicilere yansıyan sürdürülebilirlik fikri
Sürdürülebilirlik kavramı, uzun vadeli hedeflerle ortaya konmakta olan bir olgu olduğu için kısa vadeli sonuçlarla tezat oluşturduğu durumlar ne yazık ki sürdürülebilir uygulamaların bir kenara kaldırılmasına ya da ötelenmesine sebep olmuştur. İnsanoğlunun son dönemlerde mücadele verdiği, üreticiler ve tüketiciler üzerinde de ekonomik sonuçları olan pandemi ve savaş ekonomisi gibi gerçekler ortaya net olarak koymuştur ki uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleri kısa vadeli ekonomik çıkarlarla uyumlu olabildiği sürece amacına ulaşabilecektir. Bir örnekle açıklamak gerekirse, son bir yılın enflasyonist ortamı tüm dünyada tüketicilerin satın alma tercihlerini yönlendiren unsurların başına ürün ekonomisini koymuştur. Güney Amerika orijinli bir ürünün işlenmesinin ve paketlemesinin Uzak Asya’da yapılması ve Avrupa kıtasında satışı ve tüketiminin olması anlayışı neredeyse günümüz normalleri arasına girmişken dünyada lojistik krizi ve pahalı akaryakıt fiyatları, yerinde üretimlerin fiyat ekonomisi sağlamadaki başarısıyla beraber, uzun vadeli çevresel hedeflerle de uyumlu bir tablo ortaya çıkarmıştır. Bugün bu oluşmuş farkındalığın sürekliliğini sağlamak çok daha önemli olacaktır. Dolayısıyla sürdürülebilirlik motivasyonunu daha çok tüketici tercihlerinden alan üretim sektörü için de sürdürülebilirlik gibi uzun vadeli kazanımlar konusunda daha fazla ikna edici argümana ihtiyaç vardır. 


Tüketicilere sürdürülebilir tercihler yapmak konusunda motivasyon sağlamak şüphesiz ki daha zorlu bir çaba gerektirmektedir. Bu konu, bireysel olarak herkesin kendi etkisini neredeyse sıfır düzeyinde gördüğü çevre ile ilgili sorunların aslında ne kadar içinde olduğu “ekolojik ayak izi” kavramı ile tanımlanarak herkes için somutlaştırılmaya çalışılmış ve bununla beraber tüm bireyler aslında sürdürülebilirlik hareketi içine dahil edilerek tüketici tarafın da motivasyonlarının güçlü tutulması hedeflenmiştir.

 

Öncelikle ambalajlarda geri dönüşüm ile başlayan içecek sektörünün sürdürülebilirlik yolculuğu, daha az karbon ayak izi iddialarıyla uygulanan üretim metodlarıyla, enerji ve su yönetimi gibi sürdürülebilir kavramların öne çıkartılması ile yolcuğuna devam ederken, bugün daha fazla sürdürülebilirlik iddiasında ürün ve marka karşımıza çıkmaktadır.


Gıda ve içecek sektöründe “sürdürülebilir hedefler” tanımlanıyor
Gıda ve içecek sektörü, toplumun sağlığı ve dolayısıyla refahına direkt etki eden bir sektör olarak, çevresel etkileri en aza indirerek toplum için daha besleyici gıdaların üretimiyle sürdürülebilirlik kavramı içinde kendi tanımını ortaya koymuş ve hedefini belirlemiştir.


Her geçen gün daha fazla tüketici, ürün satın alırken ürünün kendi ihtiyaçlarını karşılamasının yanına çevresel hususları da dahil etmeye başladı. İçecek endüstrisi içinde bazı pazar segmenti talepleri de ürünleri farklılaştırma stratejisi olarak düşünülmeye başlandı. Firmalar marka ve pazar konumlarını güçlendirmek için sürdürülebilirliğe atıfta bulunan markalarını ya da daha fazla ürün grubunu lansmanlarında duyurmaya başladılar.


İçecek sektörünün sürdürülebilirlik iddiaları neler?
Bugün için içecek sektörünün sürdürülebilirlik iddiaları daha çok 3 madde etrafında yoğunlaşmaktadır;
* Sürdürülebilir hammadde
* Sürdürülebilir üretim uygulamaları
* Sürdürülebilir ambalaj


Üretim firmalarının ürünleri üzerinde bu iddialar yüzde yüz geri dönüştürülebilir ambalaj, biyobozunur ambalaj, karbon nötr üretim, yerel hammadde kullanımı şeklinde yer bulurken, firmaların kendi marka değerleri için ise yeşil enerji kullanımı, su yönetimi, düşük karbon ayak izi gibi planları öne çıkmaktadır. Şüphesiz ki markaların sürdürülebilirliğe yatırımlarının itici gücü tüketici farkındalığı ve tercihleri olacaktır.

 

Markaları; tüketici gözünde diğerlerinden farklılaştırarak, değer katacak uygulamalar içerisinde çevre duyarlılığı ve sürdürülebilirlik bilinci her geçen gün artan bir ilgi görecektir.


Aromsa olarak hayata sürdürülebilir lezzetler katıyoruz
Aromsa olarak dünyaya sürdürülebilir lezzetler katmak amacıyla üç temel konuya odaklandık: yaratıcılık, insan ve sürdürülebilirlik. Yaratıcı ve katma değerli çözümler sunarken doğadan ilham alıyor, doğayı bilim ile birleştiriyoruz. Güven ve değer veren insan kaynağımızla, kalplerde eşsiz duygular yaratan ve hayata mutluluk katan lezzetler sunuyoruz. Tüm bunları yaparken çevreye saygılı, ekosistem ile uyumlu bir şekilde hareket ediyor, ulusal ekonomiye katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Sürdürülebilirlik alanında fark yaratan, yenilikçi uygulamalarımıza devam ediyoruz, çevreye duyarlı sürdürülebilir tasarıma verdiğimiz önemi, dünyanın en prestijli yeşil bina sertifikası olan LEED sertifikalarında en yüksek derece olan LEED platin sertifikasını ikinci defa alarak bir kez daha ispatlamış olduk.


- Detaylı bilgi için www.aromsa.com adresini ziyaret ediniz.