Uludağ İçecek Türk A.Ş. Mikrobiyoloji Laboratuvar Sorumlusu Suzan Musa: SU MİKROBİYOLOJİSİ

 

SU MİKROBİYOLOJİSİ

Hayatın varoluşundan bugüne su canlılığın vazgeçilmezidir. İnsan vücudunun günlük 1,5-2 L suya ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacın sağlıklı su ile karşılanması en az ihtiyaç duyduğumuz su miktarı kadar önemlidir. Sağlıklı su; fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik değerleri uygun olan su demektir. 


Fiziksel açıdan su bulanık olmamalı, renksiz, kokusuz ve kendine has tadı nötr ya da hafif alkali olmalıdır. Su tüketirken sıcaklığının 15 °C olması insan sağlığı için en uygun olanıdır. 


Kimyasal açıdan incelendiğinde nötr ya da hafif alkali olması gereklidir. Organik madde, amonyak, nitrit, nitrat, deterjan içermemeli; kurşun, arsenik, kadmiyum, siyanür, krom, civa, nikel gibi ağır metalleri, pestisitleri ve polisiklik aromatik hidrokarbonları içermemelidir. Suda kalsiyum, fosfor, sodyum, potasyum, demir, çinko, bakır, krom, iyot, selenyum ve magnezyum gibi vücuda gerekli olan minerallerin ise uygun miktarlarda bulunması istenir.


Su mikrobiyolojisi ise insani tüketim amacıyla kullanılan suların mikrobiyolojik özelliklerinin incelenmesi, patojenlerin tespit edilmesi ve dezenfeksiyon işlemlerinin uygulanmasını kapsayan bilim dalıdır. İçme, pişirme, gıda hazırlama ya da diğer evsel amaçlar için kullanılan bütün sular, insani tüketim amaçlı su olarak tanımlanmaktadır. Bu sular, su mikrobiyolojisinin ana konusunu oluşturur ve olası kirliliğin tespit edilebilmesi için düzenli olarak analizleri yapılarak takip altında tutulurlar. Bunlardan başka yüzme suları, havuz suları, kaplıca suları gibi insan sağlığı için öneme sahip sular da su mikrobiyolojisinin kapsamına girmektedir. İnsani tüketim amaçlı suların kirlenmesindeki en büyük etken atık suların kullanım sularına karışmasıdır. Kirli sularla gelen en büyük mikrobiyal risk insan ve hayvandan gelen dışkı kaynaklı patojenlerdir. Sudaki temel patojenler ise E.coli/koliform olarak kabul edilir (Tablo1). Kontamine olmuş suların kullanılması insanlarda başta ishal olmak üzeri birçok gastrointestinal hastalıkların etkeni olup ölümle sonuçlanabilmektedir.


Günümüzde nüfusun hızla artması, içme suyu kaynaklarının sorumsuzca kirletilmesi geri dönüşü mümkün olmayan sorunlara yol açmıştır. Küresel anlamda kaliteli suya olan ihtiyaç artmıştır. Yurdumuzda bu ihtiyacı karşılayan zengin içme suyu kaynaklarını bulunduran dağlardan biri de Uludağ’dır. Uludağ’ın kalbinden tamamen doğal bir serüven ile yeryüzüne çıkan eşsiz Uludağ Premium Doğal Kaynak Suyu, gıdaya uygun, sertifikalı bir boru hattı aracılığıyla taşınıyor. Mikrobiyolojik değerlere uygun, yaklaşık 2,0 sertlik derecesiyle piyasadaki en yumuşak içimli sulardan birisi olan Uludağ Premium Doğal Kaynak Suyu, 7,04 pH değeri ve Uludağ’ın kalbinden getirdiği ferahlığıyla tüketicilere yumuşak içimli bir alternatif sunuyor

.
Uludağ Premium Doğal Kaynak Suyu, yumuşak içimi ve Uludağ’ın kalbinden getirdiği ferahlıkla damağa, özel tasarım cam ve PET şişeleriyle de göze hitap ediyor.

KAYNAKLAR
* https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/98324 
* https://tr.wikipedia.org/wiki/Su_mikrobiyolojisi 
* https://acikerisim.uludag.edu.tr/bitstream/11452/18133/1/11_3_1.pdf 
* http://jfhs.scientificwebjournals.com/en/download/article-file/273288