RÖPORTAJLAR

 

Okuyucularımıza kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?
İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü'nden mezunum. Üniversitenin son yıllarında katılmış olduğum uluslararası değişim programları aracılığıyla da Milano ve Madrid Teknik üniversitelerinde Sürdürülebilir Tasarım ve Planlama konuları üzerine eğitim aldım. Yüksek Lisansımı da Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği ve Yönetimi üzerine yaptım. Yüksek Lisansımın son dönemlerinde başladığım global bir mühendislik ve inşaat firmasında 3 yıla yakın bir süre Sürdürülebilirlik Mühendisi olarak çalıştım. 


Park Cam ile olan hikâyeniz nasıl başladı?
Ciner Grubu’nun özellikle yurtdışı yatırımlarının artması sebebiyle belli başlı ulusal ve uluslararası sürdürülebilirlik gereksinimlerinin hem yasal düzeyde hem de uluslararası düzeyde karşılanması hem de değişen müşteri beklentilerine uyum sağlanması adına daha önce farklı departmanlar düzeyinde yürütülen sürdürülebilirlik çalışmalarının tek bir departman altında toplanması ihtiyacı doğmuştu. Bunun üzerine Semih Bey ile bir görüşme gerçekleştirdik, güncel çalışmalardan ve gelecek planlarından bahsetti. Bu kapsamda yürütülecek projeler büyük ölçekli ve sürdürülebilirlik alanında çok güzel planları olan projeler. Gelecek 8-10 yılın dünyada sürdürülebilirlik açısından çok farklı geçeceğini düşünüyorum, bu doğrultuda yürütülecek olan projelerde yer almakta da benim gibi çalışma hayatının başında olan bir genç mühendis için oldukça heyecanlı. 


Öğrencilik dönemimde Park Cam’ın Çevre ve İSG Departmanında küçük bir staj dönemi geçirmiştim. Bu nedenle, farklı ekiplerden kişiler ile daha öncesinde de tanışıyorduk. Birbirimizi önceden tanımamız, benim bu alanda eğitim aldığımı ve daha sonrasında kurumsal sürdürülebilirlik yönetimi konusunda çalışıyor olduğumu biliyor olmaları ortak bir çalışma alanı doğurmuş oldu.


SORUMLU İŞ YAPIŞ ŞEKLİ 
Sürdürülebilirlik nedir?
Bence bir şirket için kurumsal sürdürülebilirlik ne demek bu daha önemli bir konu. Bu tanımı da; şirketlerin faaliyetlerinin etik, sosyal, çevresel, ekonomik ve yönetişim boyutlarını değerlendirerek, risklerini yöneten ve bu yönde değer yaratmayı hedefleyen ve bu şekilde şirketlerin varlığını sorumlu şekilde devam ettirmesini sağlayan iş yapış şekli, strateji olarak belirtebilirim. Alışılagelmiş yönetim sistemleri gibi belli bir standardı olan bir yönetim sistemi değil, kapsamı gereği birçok yönetim sistemi zaten sürdürülebilirliğe hizmet etmekle birlikte şirketin sorumlu iş yapış şeklini ortaya koyması için kendine çizdiği bir yol haritası, bir yaklaşım diye düşünebiliriz. 


Sorumlu iş yapış şekli diye tanımlamak benim bireysel olarak tercih ettiğim bir ifade, bu ifadeyi kullanırken de sürdürülebilirliğin bütün; ekonomik, çevresel ve sosyal boyutunu ele alan şekliyle sorumlu olmak diye yorumluyorum. Yani her firmanın doğası gereği topluma, insana, ekonomiye, doğaya bir etkisi var ve pozitif veya negatif bu etkilerin tamamını kabul etmek olarak düşünebiliriz. Negatif etkiyi minimize etmek, mümkünse ortadan kaldırmak ve telafi etmek, pozitif etkiyi de artırmak, daimi kılmak bence öncelikli yaklaşım olmalı. Toplumların farkındalığının artması, yatırımcı ve müşteri beklentilerinin bu yönde değişmesi, hukuki olarak bu yönde değişen yasa ve düzenlemelerin her geçen gün daha da artması, firmaları çok önemli bir adaptasyon ve uyum süreci içerisine sokmakta. Çok uzun yıllardır süre gelen iş yapış şekilleri bu doğrultuda sürdürülebilirlik çerçevesinde, farklı öncelik ve hassasiyetle yeniden şekilleniyor. En yüksek standartları hedefleyen firmalar, bu değişimi daha hızlı benimserken, daha sağlıklı bir uyum süreci içine giriyorlar. Bu nedenle iş yapış şeklini uzun yıllardan beri böyle kurgulayan firmalar şuan için çok daha avantajlı bir konumdalar. 

 

Sürdürülebilirlik firmalardan şeffaflık göstermesini bekleyen bir konu, bu nedenle firmalardan kendi performanslarını paydaşları ile paylaşması bekleniliyor. Bu performansın tam olarak ortaya konabilmesi de uzun soluklu ve kapsamlı çalışmaların yürütülmesini gerektiriyor.


Park Cam’a ilk geldiğinizde sürdürülebilirlik alanında en çok üzerinde durulması gereken konuların hangileri olduğunu düşündünüz?
Gerçekten en ince ayrıntılarına kadar düşünülmüş bir yer Park Cam. Çok deneyimli bir yönetici kadrosu var, son derece tecrübeli ve işinin en iyisi olan çalışanlar var. Adına sürdürülebilirlik denmese de neredeyse tüm departmanların çatısı altında uzun yıllardır kurulu olan yönetim sistemleri ve başka firmalara örnek uygulama olabilecek sürdürülebilirlik çalışmaları yürütülmekte. Bu nedenle var olan çalışmaların desteklenmesi ile ortak ve katma değeri yüksek çalışmalara dönüştürülmesi için yürütülen faaliyetleri sürdürülebilirlik yaklaşımı altında toplayarak, çalışmalarımızı yürütmeye devam edeceğiz. 

 

Şuan karşı karşıya olduğumuz iklim değişikliği ile mücadele, su güvenliği, biyoçeşitlilik kaybı gibi dünyanın alarm verdiği çevre konularının önemi gerçekten çok büyük ve çevresel etkinin azaltılması konusunda firmalardan kendi üstlerine düşeni yapması bekleniyor. Çevresel performansın ölçülmesi, değerlendirmesi ve yönetilmesinde Park Cam’da olduğu gibi teknik ve mühendislik becerilerinin yüksek olduğu firmalarda gerekli değerlendirmeler ve aksiyonlar daha etkin bir şekilde yürütülebiliyor. Ancak sürdürülebilirlik sadece çevresel performansın kontrolünden ibaret değil. Sosyal ve toplumsal performans da son derece önemli ve maalesef sosyal ve toplumsal konular iş dünyasında biraz daha geri planda kalabiliyor. Bu konuları iş dünyasında biraz daha öne çıkarmak ve firmaların bu konuda yürüttüğü çalışmaları ve çabalarını görünür kılmak lazım. Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni ve Sürdürülebilir Kalınma Amaçları’nı desteleyecek çalışmalar yürütmek üzere yola çıkıldığında etik ve uyum çalışmaları kapsamında özellikle çalışan hakları, insan hakları, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele, değer zincirinde sürdürülebilirlik, toplumsal fayda vb. konularında da firmaların kendi performanslarını ortaya koyarak şeffaflık sağlaması bekleniyor. Bu kavramlar da firmalar tarafından yine üzerinde çalışılması gereken önemli sosyal ve toplumsal konuları temsil ediyor. Kısaca paydaşlar, ekonomik performansın dışında, sosyal ve çevresel performansın da sergilenmesiyle firmalardan bu alandaki çalışmalarını ve yaklaşımlarını görünür kılmalarını bekliyor. 

 


Park Cam ve Ciner Glass’ı sürdürülebilirlik açısından nereye taşımak istiyorsunuz? 
Park Cam kendi sektörü içerisinde çok güzel başarılara imza atmış bir firma. Hiç şüphesiz uluslararası standartlarda bir iş yapış şekli var. Bu başarısını ve iş yapış şeklini hem ulusal hem de uluslararası alanlarda anlatmak gerekir. Bunu kanıtlayıp, gösterebilmek için sürdürülebilirlik bence güzel bir yaklaşım. Dediğim gibi bu alanda yapılan farklı bir sürü güzel çalışma mevcut ama şu ana kadar bütüncül bir dil ile anlatılmamış, öne çıkarılmamış. Bu çalışmalara Park Cam tarafından ve Ciner Grubu tarafından verilen önemi, kendi sürdürülebilirlik stratejisinin ve yol haritasının karşısında sergilediği performansı paylaşmak en öncelikli çalışmalarımız şu an için. Park Cam yönetimi bu konuda hem maddi hem de manevi olarak gerekli çabayı göstererek, bu değişimi kendisi için başlattı. Bugün ben de bunun için buradayım. Sadece ben değil bütün departmanlar, tüm çalışma arkadaşlarımız bu konuda yardım etmek için çalışıyorlar.


Bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederiz.

DİĞER RÖPORTAJLAR