RÖPORTAJLAR

SİPA Türkiye Şubesi Genel Müdürü Betül Boz YÖNEY:

      

 

SİPA'nın kuruluşu, faaliyet alanları hakkında bilgi alabilir miyiz?
SİPA, 30 yıldan fazla bir süredir PET ambalaj sektöründe faaliyet gösteren bir İtalyan firmasıdır. SİPA'nın PET ambalaj sektörü için ilk ürettiği makine, single-stage dediğimiz “Enjeksiyon Streç Blow Molding“ sistemleridir. Daha sonra, müşterilerimizin daha esnek çözümlere ihtiyaç duyması ile birlikte SİPA, double-stage çözümler de üreterek, yani PET preform enjeksiyon sistemleri ile preformdan başlayıp şişirme teknolojisiyle şişeyi üreten sistemlerin ayrı ayrı olduğu makine üretim çalışmalarına da başlayıp, bu teknolojilerin tümünü bünyesinde korumaya ve zaman içerisinde geliştirmeye devam etmiştir. Bunlarla beraber firmamız, PET ambalajın gerektirdiği dolum ve paketleme hatlarını oluşturan makinelerin de üretimi ve satışını yapmaktadır.


Dünyanın birçok ülkesindeki tesislere teknoloji üretiyorsunuz, makine portföyünüz ile sektöre sunduğunuz hizmetler nelerdir?
Single stage sistemlerin yanında PET preform enjeksiyon sistemlerimizin üretildiği platformlarımızı yeniledik. XFORM serisi 500 ve 350 tonluk makinelerimizle hizmet veriyoruz. Şişirme makinelerimizde ise hem lineer teknolojimizi hem de rotatif teknolojimizi sunabiliyoruz. Lineer Şişirme makinelerimizde çok esnek çözümlerimiz var. Yalnızca içecek sektörü için değil, aynı zamanda gıda, yemeklik yağ, kozmetik, ilaç gibi farklı alanlarda da kullanılan PET ambalajları üretebildiğimiz, proses penceresinin çok geniş olduğu lineer makinelerimizi sunuyoruz.


Rotatif sistemlerimizde ise, 50 bin şişe/saate kadar kapasiteye ulaşabildiğimiz yüksek hızlı şişirme makinelerimizi, dolum ve paketleme hatlarımızla beraber kullanıyoruz. Bunlarla birlikte SİPA, PET sektörünün ihtiyaç duyduğu tüm makine grubunu tek bir üretim çatısı altında bulunduran yegane firmadır. Dolayısıyla bizim hem prefom üretimi, hem de preformdan şişe tasarımı ve üretimi konusunda çok geniş bir tecrübemiz olduğu için, tüm bunlarla birlikte dolum ve paketleme hatlarının da gerektirdiği makinelerin üretimini, kurulumunu anahtar teslim yapabildiğimiz için müşterilerimiz için çok iyi bir iş ortağı konumundayız.


Türkiye'ye gelişiniz ve pazardaki konumuzdan bahseder misiniz?
Türkiye'ye gelişimiz yaklaşık 20 yıl önce oldu. Türkiye'de SİPA'nın müşterilerinin kullanımına sunduğu ilk makine single stage makineydi. Az önce bahsettiğim sebeple zamanla Türkiye'de de preform enjeksiyon sistemleri, şişirme makineleri ve komple dolum ve paketleme hatları satışımızı ve satış sonrası hizmetlerini vermeye devam ettik.


AR-GE çalışmalarınız ile sektöre kazandırdığınız teknolojiler hakkında neler söylemek istersiniz?
Son birkaç yıldır üzerinde çalışarak sektöre kazandırdığımız teknolojilerimizden bahsedersek; bunların en önemlisi ve ilki bizim için XTREME Preform Enjeksiyon Sistemi’dir. XTREME, bildiğimiz geleneksel preform üretiminden farklı olarak, enjeksiyon ve compression teknolojlerinin birleştirildiği ve PET endüstrisinde yegane olan bir sistemdir. Bu sayede rotatif bir platformda, geleneksel enjeksiyon sistemlerinin izin vermediği özel preform tasarımlarını, daha enerji tasarruflu bir şekilde üretme imkanı buluyoruz. XTREME sistemine ilave olarak, XTREME SINCRO sistemimizle, preform üretimini şişenin şişirilmesiyle entegre edip, tek bir blok sistem olarak sunuyoruz. Bu da özellikle dolum yapan tesisler için reçine hammaddeden başlayıp tek bir kompakt sistemle şişeyi üretebilecekleri, son derece cazip, yer avantajı da sağlayan bir sistem olarak karşımıza çıkıyor. Buna ilave olarak SİPA, XTREME RENEW adında yine yenilikçi bir sistem geliştirerek PET ambalaj sektörünün kullanımına sundu. Burada SİPA'nın çevreye duyarlı yaklaşımının ön plana çıktığını görüyoruz. Çünkü firmamız eco planlamaya çok önem veriyor. Bu amaçla geliştirdiğimiz XTREME RENEW sistemimiz oldukça yenilikçi bir çözüm. Tek bir sürekli sistem ile, basit şekilde yıkanmış PET flake'ten foodgrade PET şişe üretebiliyoruz. Bu projede Erema adlı Avrupalı bir firma ile işbirliği yaptık. Yüksek verimle enerji, yer, karbondioksit ve maliyeti düşüren bir çözüm sunuyoruz; enjeksiyon öncesinde böyle bir sistemde erittiğimiz PET tamamen FDA onaylı. Bunun geleceğin teknolojisi olduğunu düşünüyoruz. Bunlara ilave olarak, elbette yeni ambalaj tasarımları konusunda yetkinliğimiz çok yüksek, bunlardan en öne çıkan yeni PET ambalaj üretimimizden bahsetmek istiyorum. Thermoset Blow Molded PET ambalajımız, ki bunu müşterimiz Graham Packaging ile birlikte geliştirdik, sıcak dolum sonrası pastörizasyon işlemine izin veren, makarna sosu için üretilmiş yeni ve ödüllü bir ambalaj. SİPA'nın Single Stage ECS Serisi ISBM Makineleri ile üretiliyor. Camdan %90 daha hafif bir PET ambalaj ile hem ambalaj maliyetinde hem de enerji tasarrufunda çok ciddi avantajlar sağlıyoruz.

 

Üzerinde çalıştığınız yeni bir makine projesi var mı?
Öncelikle bahsettiğimiz bütün makine platformlarımızı geliştirerek üretmeye devam edeceğiz. Bunların her biri için hem kapasitelerinin artırılması hem de müşterilere daha esnek çözümlerin sunulması için AR-GE çalışmalarımız devam ediyor. Türkiye için PET ambalajda yapılabilecek çok fazla yeni uygulama olduğunu düşünüyorum. Hali hazırda var olan uygulamalar şu an itibariyle oldukça kısıtlı. Daha çok su, meşrubat ve kişisel bakımın bazı alanlarında PET ambalaj kullanılıyor. Halbuki bunların dışında gıdanın çeşitli uygulamalarında, süt ve süt bazlı çeşitli ürünlerde PET ambalajı kullanabiliriz. Ben özellikle HDPE'den ve camdan PET’e dönüş konusunda çok çaba harcamak gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de bu konuda ciddi bir potansiyel olduğunu görüyorum. Bir HDPE ile karşılaştırdığınızda PET ambalaj hammadde maliyeti açısında yaklaşık %25 daha avanatajlı, cam ile karşılaştırıldığında da hem kırılganlık sıkıntısı hem de maliyet avantajı dikkate alınınca PET’in iyi bir alternatif olduğunu düşünüyorum. Biz SİPA olarak özellikle 5 lt. ve 20 lt. arasındaki büyük PET ambalajların üretiminde çok iddialıyız, hem preform üretimi hem de şişirme aşamasında. Bu konuda Türkiye'de şu an için su ve yemeklik yağda standart tasarımlı ambalajlar kullanılıyor. Halbuki biz, özellikle yemeklik yağda kullanılmakta olan üstü üste dizilebilir tip dediğimiz 18 - 25 lt hacimlerde değişen özel ambalajlar geliştirdik. Dünyanın çeşitli noktalarında yemeklik yağ endüstrisi için bu ambalajlar kullanılıyor. Türkiye'de de bu ambalajın kısa veya orta vadede kullanılmaya başlayacağını düşünüyorum.


Sektörün  sorunları neler, sizce çözüm için neler yapılabilinir?
Türkiye'de, ambalaj konusunda faaliyet gösteren üreticiler olarak bizlerin sektörü daha fazla bilgilendirmesi gerekiyor. PET’in uygulamaları, yeni tasarımların getirdiği avantajlar vb. konularda, mevcut ambalajlara göre özellikle nihai müşterilerin karşılaştırmayı daha rahat yapılabilmesi için bizim onları destekliyor olmamız gerek.


Vermiş olduğunuz bilgiler için çok teşekkür ederiz.

 

DİĞER RÖPORTAJLAR