RÖPORTAJLAR

 

 

Teksüt markası ile ürettiğiniz ürün çeşitleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Teksüt sadece süt sektörü açısından değil, genel Türk gıda endüstrisi açısından da ülkemizin en büyük kuruluşlarından biridir. İSO 500 araştırmasına göre de Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları içinde 415’inci sıradayız. Süt ve süt ürünleri kuruluşları arasında da ilk 5 firma arasında bulunuyoruz. Uzun yıllardır ihracat yapan bir kuruluşuz. Geçen yıl ihracat ağımıza sekiz Avrupa ülkesini daha ekledik. 4 kıtada 21 ülkeye ihracatımız var. 1997’den bu yana düzenli olarak ABD’ye ürün gönderiyoruz. İhracatımız bugün ciromuzun yüzde 10’una ulaştı. Ürünlerimiz üstün lezzet ödülüne layık görüldü. Ayrıca meyveli süt kategorisinde yer almaya başladık.


Yurt içi ve yurt dışı satış politikanızdan bahseder misiniz? İthalat ve ihracatta Türkiye’deki konumunuz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Yurt içi ve yurt dışı satışlar bizim için önemli iki konu. İlk önce sizlere yurt dışı satışlarımız ile ilgili bilgi vermek istiyorum. Teksüt olarak uzun yıllardır ihracat yapan bir kuruluşuz. 1997 yılından bu yana Amerika Birleşik Devletleri’ne ürün gönderiyoruz. Süt ve peynir çeşitlerini 4 kıtadaki 21 ülkeye ihraç eden Türkiye’nin en büyük süt ve süt ürünleri kuruluşlarından birisi olmaktan da gurur duyuyoruz. Son beş yılda bu konuda daha güçlü adımlar atıyoruz. Geçen yıl Avrupa ülkelerine ürün göndermeye başladık, şu an 21 ülkede ürünlerimiz tüketiliyor. Bu çerçevede ihracat gelirimizi 2020 itibarıyla ciromuzun yüzde 10’una ulaştırdık. 


Uzakdoğu’da daha önce Tayvan’a ürün gönderiyorduk, şimdi bu bölgede Singapur ve Japonya ürünlerimizle tanışıyor. Yaygın bir peynir kültürüne sahip olmayan Singapur’a da labne, lor, süzme peyniri ve dil, çecil, Antep gibi yerel peynirler gönderiyoruz. Yurt içi satışları bizim için önemli bir gösterge. Bu konuda da çok yoğun çalışmalarımız var. İstanbul Avrupa, İstanbul Anadolu, Ankara ve Bursa Bölge Müdürlükleri’nden sonra Ege ve Akdeniz bölgesindeki müşterilerimize daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla İzmir Bölge Müdürlüğü’nü devreye soktuk. Müşterilerimize daha iyi hizmet sunabilmek için tüm gelişmeleri yakından takip ediyoruz. 


Gelecek dönem hedeflerinizden bahseder misiniz?
Teksüt olarak, süt sektöründe ülkemizdeki hem geleneksel hem de yenilikçi süt ürünlerimizi en kaliteli haliyle üretmeye ve yaygınlaştırmaya odaklanmış durumdayız. Sektörde irili ufaklı çok fazla yapı var ve kaliteyi sürdürülebilir halde sunabilmek önemli bir değer. Teksüt olarak biz bunu misyonumuz olarak değerlendiriyor ve çalışmalarımızı bu misyon doğrultusunda sürdürüyoruz. Satış ve pazarlama çalışmalarımızı da bu yöndeki mesajlarla devam ettiriyoruz. Sütün saflığını, güzelliğini ve kıymetini ortaya koyan, bununla birlikte süt ürünlerinin çok iyi korunması gerektiğini bildiren ve ambalajlı - markalı ürünün önemini yansıtan bir anlayışla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 


Sahip olduğunuz kalite belgeleri ve aldığınız ödüller hakkında bilgi alabilir miyiz?
Covid-19 ve pandemi süreci tüm dünyayı derinden etkiledi. Süt endüstrisinde üretimin normal koşullarda da en yüksek düzeyde hijyen ve gıda güvenliği kurallarına uymayı gerektiriyor. Pandemi sürecinde personel sağlığının korunması, çalışma ortamının en iyi biçimde sürdürülmesi ve üretimin aksamadan devam etmesi için ek önlemleri devreye sokmuştuk. Hem normal koşullarımızı hem ek önlemlerimizi, TSE’nin Covid-19’dan korunmaya yönelik standartlarına uygun hale getirdik. Türk Standartları Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen denetim ve kontroller sonucunda “Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi” almaya hak kazandık.


Teksüt olarak uluslararası standartlarda kalite anlayışına sahibiz. Teksüt Krem Peynir Uluslararası Üstün Lezzet Ödülü'ne sahip. Kendimizi sürekli yeniliyoruz ve geliştirmeye çalışıyoruz. Müşterilerimize yeni ve kaliteli lezzetler sunma çabası içerisindeyiz. En son olarak krem peynirini Cheddar peynirinin yoğun lezzetiyle buluşturduk. Teksüt Cheddarlı Krem Peynir, Türkiye’nin cam ambalajda sunulan tek Cheddarlı krem peyniri olarak da öne çıkıyor. 


Türkiye süt üretiminde kendi ihtiyaçlarını karşılayabiliyor mu? Sektörünüzün geleceği, büyüme potansiyeli hakkında düşünceleriniz nedir?
Türk süt ürünleri sektörünün önü açık, potansiyelinin de güçlü olduğunu düşünüyorum. 2010 yılında Türkiye’de 12 milyon ton seviyesinde bulunan çiğ süt üretimi, 2020’de 23 milyon ton seviyesine ulaştı. Çiftçilerimizin ürettiği bu sütün yüzde 50’si süt sanayi işletmeleri tarafından işlenerek, pastörize süt, peynir veya diğer süt ürünlerine dönüştürülüyor. Yani süt üretimi artıyor, nüfus ve talep de artış içinde. Bu sütü işleyen süt sektöründe ise güçlü bir rekabet var, ki bu da kaliteyi ve çeşitliliği yukarıya taşıyor. Sektörümüzün ihracat kabiliyeti güçlü, bununla birlikte ülkemize yakın coğrafyalarda yoğun nüfuslu ülkeler var ve süt ürünlerine de ihtiyaçları var. Tüm bunlar bir araya getirildiğinde, ben sektör açısından geleceğin oldukça olumlu olacağını düşünüyorum. 


Tüketicilere saklama koşulları konusunda ne gibi önerilerde bulunmak istersiniz?
Yaşadığımız olağanüstü günlerde fazladan alınan pek çok gıda ürünü buzdolaplarının buzluk kısmında veya dondurucularda saklanıyor. Ancak süt ürünleri özellikle de bazı peynirler, yapıları gereği dondurularak saklanmaya pek de uygun değiller. Buzluktan çıkarılıp, çözdürülen süt ürünlerinde özellikle de peynirlerde gözle görünen ve görünmeyen değişimler oluşuyor. Çözdürülen peynirlerde dağılma, ufalanma belirtileri, erime, yumuşaklık, renk, yapı, lezzet ve aroma kayıpları gibi görünen ve hissedilebilen kalite zaafları meydana gelirken, gözle görünmeyen tarafta ise mikrobiyal üreme oluşabiliyor. Su-buz moleküllerinin aniden çözülmesi ve genişlemesi, bozulma sürecini tetikliyor. Bu nedenle ilk olarak tüketicilerin ihtiyaçları doğrultusunda alışveriş yapmalarını ve buzdolabında ürünleri muhafaza etmelerini öneriyoruz.

 
Pandemi süreci Teksüt’ün satışlarını nasıl etkiledi? Süreci en doğru şekilde atlatmak için sizin önerileriniz nelerdir?
Süt ürünleri sektörü, pandemiye en hazırlıklı yakalanan sektör oldu aslında. Süt ürünleri üretiminde hijyen kuralları, doğal süreci içinde her zaman en üst seviyededir. Yine de gelişen durum nedeniyle işletmemizde bazı ek önlemler alındı. Üretim personellerimiz, sosyal mesafe kuralı kapsamında seyrek yani mesafeli çalışma düzenine geçirildi. Üretim planlaması da üç vardiya düzeninde yayılarak, aynı anda daha az personelin görev yapması şeklinde organize edildi. Piyasanın özellikle talep ettiği ürünler ile otomasyon gerektiren ürünler üzerine yoğunlaşıldı. Ayrıca resmi olarak yayınlanan koronavirüs tedbirleri de (ateş ölçümü, sosyal mesafe kuralları, ofis ve alan dezenfeksiyonları, yemek ve yemekhane düzeni kuralları, servis kuralları vs.) uygulamaya alındı. 


Tüm bu önlemlerle, üretimde ve personel sağlığında sorun olmadan devam edilmesini sağladık. Bununla birlikte pandeminin ilk dönemine denk gelen Mart-Nisan-Mayıs döneminde ciddi bir sipariş yoğunluğu yaşadığımızı söyleyebilirim. Alışverişin devam ettiği neredeyse tek kategori olarak öne çıkan perakende noktaları ve marketlerden talep yoğunluğu ile karşılaştık. Normalin %20-30 üzerinde ürün talebini karşılamaya odaklandık. Üretim ve tedarik planlamalarını yeniden düzenledik. Bu dönemde restoran ve oteller kapandığı için ev dışı tüketim kategorisi önemli düşüş gösterdi. 


2020 yılın son aylarında artık dengenin yine normale oturduğunu söylemek mümkün. Ev dışı tüketim kategorisi eski haline şimdilik gelmese de, marketlerden yapılan panik alımları yerini normal alım davranışına bıraktı. Vatandaşlarımız, gıda tedarikinin sorunsuz olarak devam edeceğini gördü, dolayısıyla marketlerdeki satış hareketliliği de normale döndü, diyebiliriz. 2021 yılı her sektörde olduğu gibi biz de de umut verici başladı. Buna karşın döviz ve girdi fiyatlarındaki artışlar hem üreticiyi hem de tüketiciyi zorluyor. 


Vermiş olduğunuz bilgiler için çok teşekkür ederiz.

DİĞER RÖPORTAJLAR