Müşteri ve Sonuç Odaklı Tedarik Zinciri; Döhler

 



 

Tedarik zinciri, hammadde temini yapan, onları ara mal ve nihai ürünlere çeviren ve nihai ürünleri müşterilere dağıtan, üretici ve dağıtıcıların oluşturduğu bir ağdır. Bir başka ifade ile, tedarik zinciri, bir veya daha fazla ürün grubuyla ilgili tedarik, üretim ve dağıtım faaliyetlerinden kolektif bir biçimde sorumlu olan otonom veya yarı otonom iş faaliyetlerinden oluşan bir şebekedir. Genel tanım olarak ise; tedarik zinciri, hammaddelerin siparişi ve elde edilmesinden, mamullerin üretilmesine ve müşteriye dağıtım ve ulaştırılmasına kadar olan faaliyetler dizisidir. Tedarik zinciri; tedarik, ürün tasarımı, üretim planlaması, malzeme yönetimi, siparişlerin yerine getirilmesi, envanter yönetimi, nakliye, depolama ve müşteri servislerini kapsar. Kurumsal fonksiyonların verimli olabilmeleri için bütünleşik bir biçimde çalışmaları gerekir. Tedarik zinciri ile ilgili olaylara hızlı ve kaliteli bir şekilde karşılık verilmesini sağlamak için kuruluş çerçevesindeki birçok fonksiyonun koordinasyonu gereklidir. Bu bağlamda tedarik zinciri multi-disipliner bir iş koludur. 


Tedarik zincirinin tarihsel gelişimi, sanayi devriminden günümüze çeşitli evrelerden geçmiştir. Sanayi devrimi ile birlikte başlayan endüstriyel üretim, sonrasında yaşanan savaşlarla birlikte, öncelikle kendini askeri alanda göstermiş, savaşlar sonrası dönemlerde ise artan dünya nüfusu ve tüketim eğrisiyle birlikte global bir yapıya evrilmiştir. Büyüyen organizasyonlar, uluslararası yapılara evrilmiş, bunun sonucunda kurumsal kaynak planlama ve sistemsel yaklaşımlar benimsenmiştir. Özellikle Japonların II. Dünya Savaşı'ndan sonra dünya piyasasında etkinliklerinin artmasına sebep olan “toplam kalite yönetimi” anlayışı, sistem yaklaşımı temelinde yalın yönetim felsefesinin temelini oluşturmuş, sonrasında gerçekleşen tüm sistemsel geliştirmeler bu temeller üzerinde yükselmiştir. Son dönemde tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi ise tedarik zincirinin evrilmesinde son evre olarak değerlendirilebilir. Zira günümüzde tedarik zincirinin yapısal formunu bile pandemi öncesi – pandemi sonrası olarak ele almak mümkündür.


Özellikle pandemi, sektörel ayrım yapmaksızın tüm firmaların tedarik zinciri yapısının “çevikliğini” görmesi açısından çok ciddi bir sınama olmuştur. Döhler Türkiye olarak, sahip olduğumuz çevik tedarik zinciri yapımız ile bu zor süreçten çok iyi sonuçlar elde ederek çıktık. Sahip olduğumuz güçlü talep tahmin ve planlama yapımız, kendi alanlarında en ileri teknolojiye sahip üretim kabiliyetlerimiz ve güçlü lojistik ağımızla birleşerek, ürün bulunurluğumuz ve zamanında teslimat performanslarımızda en ufak bir aksama olmaksızın süreçleri yönetmemize imkan tanıdı. Müşterilerimizin beklentilerine çok daha esnek ve hızlı cevap verebilmemize olanak sağladı. Pandemiden büyüyerek ve güçlenerek çıkan bir şirket olmamızı sağladı. Pandemi sonrasında ise bu kazanımlarımızı daha da geliştirerek sürdürülebilir bir tedarik zinciri kavramsalını hayata geçirdik. Sahip olduğumuz ERP (kurumsal kaynak planlaması), tüm tedarik zinciri yapımızın dijitalleşmiş olması, kendi alanında en gelişmiş sistemlerin kullanılması bunu başarabilmemize imkan tanıyan unsurlar olmuştur. Sahip olduğumuz gelişmiş kaynaklarımızı, proaktif bir yaklaşımla yönettiğimiz süreçlerimizle, maksimum katma değere çeviriyor ve bu katma değeri tüm paydaşlarımızla paylaşıyoruz. 


Döhler olarak “iyiden-mükemmele” mottosuyla, yalın yönetim felsefesini tüm tedarik zinciri fonksiyonlarımızda uygulayarak, müşterilerimize katma değer sağlıyoruz. Her zincirin en zayıf halkası kadar güçlü olduğu gerçeğiyle, tüm fonksiyonlarımızın benzer çeviklikte olmasını ölçümleyen sistemsel yaklaşımlar geliştirerek, sürdürülebilirliğimizi sağlıyoruz. Global anlamda rekabetin hiç olmadığı kadar yüksek olduğu günümüzde, rekabetin artık firmaların tedarik zinciri yapılarında olduğu yadsınamaz bir gerçekliktir. Döhler sahip olduğu ürün kalitesini, sahip olduğu güçlü tedarik zinciri yapısıyla destekleyerek, rekabetçi yapısını sürdürmeye devam etmektedir. Türkiye’de ürettiği birbirinden farklı ürün gamı içerisinde yer alan yüksek teknoloji ürününü dünyanın birçok farklı noktasına ihraç edebilmeyi mümkün kılan da beslenmiş olduğu bu güçlü tedarik zinciri yapısıdır. Bu yapıyı benzerlerinden ayıran en belirgin özellik ise, her biri bir destek fonksiyonu olarak konumlandırılan tedarik zinciri fonksiyonların, bir satış yetkilisin, müşterisine duyduğu hassasiyette “ticari”, bir müşteri temsilcisi gibi, “müşteri odaklı” ve tasarladığı uçtan uca süreçte “sonuç odaklı” olmasıdır.