RÖPORTAJLAR

“Gelecek yıl Türkiye’deki 60. yılımızı kutlamaya hazırlanıyoruz. Bu yıl gıda ve gıda dışı sektörlere yönelik ürün portföyümüzü katma değerli ve trendlere uygun yeni ürünlerle geliştirme stratejimizi devreye aldık.  Bu yıl yoğunlaştığımız ürün geliştirme ve AR-GE çalışmalarımızın meyvelerini yakın gelecekte toplamaya başlayacağız” diyen Cargill Gıda Ürün Direktörü Cem BEYSEL ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Cem Bey öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nden mezun olduktan sonra bir denetim şirketinde üç yıl deneyim kazandım. Ardından Cargill maceram başladı. Cargill’de geçtiğimiz 20 küsur yılda Türkiye ve Avrupa’da çeşitli finans ve iş geliştirme görevlerinde bulundum. 2017’den beri de Cargill Gıda Orta Doğu, Türkiye ve Afrika Ürün Direktörü görevini üstleniyorum.


Cargill Türkiye hakkında bilgi alabilir miyiz? Cargill’in Türkiye’deki gelişim sürecinden bahsedebilir misiniz?
Cargill olarak Türkiye’de 1961 yılında gıda alanında faaliyetlere başladık. O zamandan beri her yıl yaptığımız yatırımlarla büyüyerek, ürün portföyünü gıdanın ötesine taşıdık. Gıda ve hayvan besinleri alanları dışında, gıda dışı imalat sanayisinde kullanılmak üzere çeşitli biyoendüstriyel ham madde ve ara ürünü yerli kaynaklarla üretir hale geldik. Bu yüksek katma değerli ürünlerin Türkiye’de üretilmesi için yıllar içinde güçlü bir teknoloji ve AR-GE altyapısı kurduk. Farklı sektörlerde kullanılan yüzlerce çeşit ürünümüzle, hem Türk sanayisini destekliyoruz hem de beş kıtada 70 ülkeye ihracat yapıyoruz.


Cargill’in Türkiye’deki ürün ve hizmetleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Hangi sektörlerde faaliyet göstermektesiniz?
Cargill dünyanın en büyük gıda şirketlerinden biri ve 155 yıldır dünyanın güvenli, sorumlu ve sürdürülebilir bir şekilde beslenmesi için çalışıyor. Biz de Cargill Türkiye ekibi olarak uluslararası bilgi birikimimizi kullanıyor ve bu alandaki tüm trendleri takip ediyoruz. Ülkemizde yenilikçi ürünler geliştirilmesine, sektörün gelişmesine destek oluyoruz. Turyağ markası ile ürettiğimiz yeni nesil trans yağ içermeyen yağlarımızı, doğal nişastamızı, kakaomuzu ve çikolatalarımızı gıda üreticilerine tedarik ediyoruz. Hayvan besinleri tarafında ise besin değeri yüksek yemlerimizle hayvancılık sektörüne hizmet veriyoruz.


Biyoendüstri alanında en ileri teknolojileri ülkemize getirerek hızla büyüyoruz. Boya, inşaat, tekstil, plastik, kauçuk, trafo, petrol sondaj, yağlayıcı gibi ülke ekonomisi için kritik öneme sahip birçok sektörün ihtiyacı olan ürünlerin, ithalat yolu ile yurt dışından tedarik edilmesine alternatif olarak, yurt içinde üretilmesini sağlıyoruz. Bu ürünler günlük hayatın pek çok alanında karşımıza çıkıyor. Örneğin, Orhangazi’de ürettiğimiz yüksek teknolojili endüstriyel nişasta, e-ticaret ile birlikte hayatın vazgeçilmezi haline gelen kağıt, mukavva gibi ambalaj malzemelerinde kullanıyor. Bunun dışında tekstil, inşaat ve daha pek çok sektörde endüstriyel nişasta önemli rol oynuyor. Dilovası tesisinde ürettiğimiz Türkiye’nin ilk yerli trafo yağını ise Türkiye’nin ilk yerli ve milli elektrikli tren setine tedarik ediyoruz. 


Tesis yatırımlarınız ve gelecek dönem yatırım hedefleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda ileri teknoloji ve inovasyon gerektiren, ağırlıklı olarak ithal edilen ürünleri, yerli olarak üretmeye odaklanıyoruz. Bu vizyonla yatırımlarımız pandemiye rağmen hız kesmeden sürüyor. Bu yıl 30 milyon dolar ilave yatırım yapıldı. Tüm üretim tesislerimizde teknoloji, AR-GE ve kapasite artırımı alanlarında yatırım yapmaya devam edeceğiz. Gıda alanında bizi en çok heyecanlandıran projelerimizden biri, Orhangazi’de inşa ettiğimiz ve yakında devreye almayı planladığımız pilot tesis. Bu tesiste gıda üreticisi müşterilerimizin trendlere uygun yeni ürün deneme süreçlerini hızlandırıp kolaylaştırabilmeyi hedefliyoruz. Böylelikle yurt dışından ithal edilen pek çok ürünün Türkiye’de geliştirilebilmesine de önayak olabilmeyi hedefliyoruz.


AR-GE çalışmalarınız ve bütçeniz içerisindeki AR-GE payı hakkında neler söylemek istersiniz?
Türkiye’de faaliyet gösterdiğimiz 59 yılda her yıl katlanarak artan yatırımlarımızın toplamı yaklaşık 500 milyon doları buldu. Bu yatırımlarda teknoloji ve AR-GE projeleri önemli bir yer tutuyor. Çünkü yaptığımız katma değerli üretim kapsamlı bir altyapı gerektiriyor. Türkiye’deki tesislerimiz alanlarında birer AR-GE merkezi olarak konumlandırıyor, biz de çalışmalarımızı bu doğrultuda yürütüyoruz. 2019 yılının ilk altı ayında yaptığımız AR-GE çalışmalarımız yatırımlarımızın yüzde 5’ini kapsarken, 2020 yılının aynı döneminde bu oran yüzde 10’a çıktı.


Gıda tarafında sağlıklı bir beslenme düzenini destekleyecek nitelikte inovatif çalışmalarımız var. Doymuş yağ asidi azaltılmış yağlar ve kalorisi düşük, şeker miktarı azaltılmış tatlandırıcılar üzerinde çalışıyoruz. Burada yenilikçi olan kısım, daha sağlıklı olmalarının yanı sıra aynı zamanda lezzetlerini de korumaları olacak. Bunun için yeni reçeteler üretiyoruz. Hayvansal kaynaklı proteinlere sürdürülebilir bir alternatif olarak ürettiğimiz bitkisel kaynaklı proteini, Türkiye’deki müşterilerimize sunmak üzere çalışmalarımızda sona yaklaştık. Beslenmede önemli bir rol oynayan lifleri üretmek için de çalışmalarımız sürüyor. Orhangazi’de kurduğumuz pilot tesis vesilesiyle de gıda üreticisi müşterilerimiz için kapsamlı araştırma ve ürün deneme imkanları sunacağız. Öte yandan içecek sektörü de bizim inovasyon hedeflerimizde önemli bir yer tutuyor. Geçtiğimiz yıl içinde içecek müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik F85+ adlı bir ürün çıkardık. Bu ürün %30 şeker ve kalori azaltma imkanı sağlıyor. Sadece Türkiye’de değil Ortadoğu ve Afrika pazarındaki müşterilerimiz de bu ürüne yoğun ilgi gösterdi. Bunun dışında doğal ve sıfır kalorili mucize stevya bitkisi var. Bu bitkiden elde edilen ürünlerden oluşan geniş bir ürün portföyü ve tecrübeli aplikasyon ekibimiz var. Her müşterinin ihtiyacını dinleyerek ona uygun çözümler geliştiriyoruz. Dolayısıyla sadece doğal içerikler kullanarak şeker ve kalori azaltmak isteyen müşterilerimiz için çeşitli çözümler üretiyoruz. Dikkat çekmek istediğim bir gelişme de bitkisel protein içeren içeceklerle ilgili. Bu pazar Amerika ve Avrupa’da hızla büyüyor. Kısa sürede benzer ürünlerin ülkemizde de çıktığını görüyoruz ve bu trendin büyüyerek ilerleyeceğine inanıyoruz. Bitkisel protein içeren içecekler konusunda da müşterilerimizle çalışmaktan çok memnun oluruz.


2020 yılı pandemi süreci sizi nasıl etkiledi? Gelecek dönem satış ve pazarlama hedefleriniz nelerdir?
Pandemi döneminde değişen tüketim tercihleriyle gıda, tekstil, enerji, ambalaj gibi onlarca farklı sektörde kullanılan yerli ürünlerimizin önemi arttı. Salgına karşı çalışanlarımızın sağlığını ve güvenliğini en üst düzeyde koruyarak, artan talebi kesintisiz karşıladık. Özellikle ülkemizin herhangi bir yerinde gıda sıkıntısı yaşanmaması için gıda tedarik zincirinin güvenliğine büyük önem verdik. Tüketicilerin giderek daha fazla rağbet gösterdiği hazır gıda ürünlerine doğal nişasta ve bitkisel yağ gibi yerli ürünlerimizi tedarik ederek, ülkemizde gıda sorunu yaşanmaması için gıda üreticisi müşterilerimize destek verdik. Yine bu dönemde artan e-ticaretin en önemli paydaşlarından olan ambalaj sektörüne endüstriyel nişasta veriyoruz. Öte yandan ürünlerimizi yeni pazarlarla tanıştırarak ihracat atağı yaptığımız bir yıl oldu. Endüstriyel nişasta ve trafo yağı ürünlerimizle önemli bir ihracat atağı yaparak, pek çok ülkenin ihtiyacını Türkiye’den karşıladık.


Gelecek yıl Türkiye’deki 60. yılımızı kutlamaya hazırlanıyoruz. Bu yıl gıda ve gıda dışı sektörlere yönelik ürün portföyümüzü katma değerli ve trendlere uygun yeni ürünlerle geliştirme stratejimizi devreye aldık. Bu yıl yoğunlaştığımız ürün geliştirme ve AR-GE çalışmalarımızın meyvelerini yakın gelecekte toplamaya başlayacağız.


Türkiye pazarını yurt dışı pazarlarıyla karşılaştırdığınızda neler söylemek istersiniz? Yatırımcılara önerileriniz nelerdir?
Çevik, pratik ve çalışkan bir milletiz. Hammadde yönünden zengin bir ülkeyiz. Coğrafi konumumuz itibarıyla kıtalar arasında köprü vazifesi görüyoruz. Bu anlamda küresel gıda tedarik zincirinin önemli bir durağıyız. Lojistik olarak ülkemizin ne kadar önemli bir konumda olduğunu pandemi sürecinde de tecrübe ettik. Tüm bu avantajlarla bir fırsatlar ülkesi konumundayız. Bizim yıllardır yaptığımız gibi, ileri teknoloji gerektiren, yüksek katma değerli ürünlerin yerli olarak üretilmesi yönündeki yatırım çalışmalarının artması gerektiğini düşünüyorum.


Vermiş olduğunuz bilgiler için çok teşekkür ediyoruz.

 

DİĞER RÖPORTAJLAR